PostFeatured

Son Güncelleme: 17.12.2025

Finansman Gider Kısıtlaması Nedir? (Amacı ve Kapsamı)

Son Güncelleme: 17.12.2025

20 dk
ai-icon

Bu İçeriği Yapay Zekâ (AI) ile Özetleyin:

Şirketler, finansman giderlerinin vergilendirilmesinde, özellikle son yıllarda artan düzenlemeler ve karmaşık uygulamalar nedeniyle önemli zorluklarla karşılaşıyor. Bu zorluklar da finansal tablolara ve kârlılığa doğrudan etki edebilecek ciddi riskler içeriyor.

Öte yandan finansman gider kısıtlaması, kuralların tam olarak anlaşılamaması durumunda vergi avantajlarının kaybedilmesine veya ağır cezai yaptırımlara yol açabilir. Bu kısıtlamalarla başa çıkamayan şirketler için, büyüme fırsatlarını kaçırma ve rekabet gücünü kaybetme riski de giderek artıyor.

Bu içeriğimizde, finansman gider kısıtlamasının tanımından, uygulanmasına kadar kapsamlı ve pratik bilgiler bulacak, kısıtlamaların işletmenize etkisini en aza indirebilecek çözümleri öğreneceksin. Keyifli okumalar dileriz!

Finansman Gider Kısıtlaması Nedir?

Finansman Gider Kısıtlaması Nedir?

Finansman gider kısıtlaması, şirketlerin elde ettiği gelirler üzerinden indirilebilecek finansman giderlerinin bir üst sınır ile sınırlandırılmasıdır.

Finansman Gider Kısıtlaması Uygulamasının Amacı ve Kapsamı

Finansman gider kısıtlaması uygulamasının temel amacı, şirketlerin aşırı borçlanarak mali yapılarını riske sokmasını önlemektir. Aynı zamanda borçlanma yoluyla oluşan giderlerin vergi avantajı olarak kullanılmasının da önüne geçilmesi hedeflenmektedir. Aşırı borçlanma, şirketlerin finansal kırılganlığını artırmakta ve borçla finanse edilen yatırımlar, vergi matrahını daraltabilmektedir. Bu nedenle düzenleme, vergi tabanının korunmasını ve daha dengeli bir ekonomik yapı oluşturulmasını amaçlamaktadır.

Bu uygulama ile devlet, şirketlerin finansal sürdürülebilirliğini güçlendirmeyi ve sağlıklı bir büyüme ortamı oluşturmayı hedeflemektedir. Finansman gider kısıtlaması, şirketleri borç yerine özkaynak kullanmaya yönlendiren bir mekanizma olarak kurgulanmıştır. Özellikle küresel ekonomik dalgalanma dönemlerinde yüksek borçluluk oranına sahip şirketler daha fazla risk altına girmektedir. Bu nedenle düzenleme, şirketlerin sermaye yapılarını güçlendirmelerini ve daha sağlam bir mali denge kurmalarını teşvik etmektedir.

Nakdi sermaye artışı yapan şirketler ise belirli vergi avantajlarından yararlanabilmektedir. Bu sayede işletmeler, sermaye artırımı yoluyla finansman sağlayarak finansman gider kısıtlamasından etkilenmeden kaynak yaratabilmektedir. Böylece borçlanmaya dayalı finansman yerine özkaynak temelli bir yapı desteklenmektedir.

Finansman gider kısıtlaması, Kurumlar Vergisi Kanunu’nun ilgili maddeleri ve Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’nde belirlenen esaslar doğrultusunda uygulanmaktadır. Bu kapsamda kısıtlama nedeniyle indirim konusu yapılamayan tutarlar, KKEG (Kanunen Kabul Edilmeyen Giderler) olarak değerlendirilmektedir.

Türkiye’de ilk olarak 2013 yılında yasal altyapısı oluşturulan bu uygulama, 2021 yılında yürürlüğe giren düzenleme ile daha geniş bir kapsama kavuşmuştur. Buna göre, işletmelerin borçlanma yoluyla katlandığı finansman giderlerinin %10’luk kısmı vergi matrahından indirilememektedir. Kısıtlamaya faiz giderleri, kur farkları ve diğer borçlanma maliyetleri dâhil edilmektedir.

Bu uygulama, özellikle finansman giderlerinin işletme gelirlerine oranla yüksek olduğu durumlarda vergi matrahını artırmakta ve dolaylı olarak vergi yükünü yükseltmektedir. Ancak düzenleme bazı istisnalar da içermektedir. Finans ve sigorta sektöründe faaliyet gösteren şirketler ile finansman giderleri 50.000 TL’yi aşmayan küçük işletmeler bu kısıtlamadan muaf tutulmaktadır.

Sonuç olarak finansman gider kısıtlaması, şirketlerin aşırı borçlanmasını sınırlamayı, mali yapıları güçlendirmeyi ve ekonomik istikrarı desteklemeyi amaçlayan bir vergi uygulamasıdır. Uygulamanın detayları ise 18 No.lu Kurumlar Vergisi Tebliği ve Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 11. maddesinde açıklanmaktadır.

Ücretsiz E-Kitaplarımızı İncelediniz mi?

Finansman Gider Kısıtlaması Kapsama Giren Mükellefler Kimlerdir?

Finansman gider kısıtlaması kapsamına, Türkiye’de gelir veya kurumlar vergisi mükellefi olan ve borçlanma yoluyla finansman sağlayan tüm işletmeler girmektedir. Kurumlar vergisi mükellefleri arasında sermaye şirketleri, kooperatifler, iş ortaklıkları, kamu iktisadi teşebbüsleri ve yabancı kurumların Türkiye’deki şubeleri yer alıyor. Gelir vergisi mükellefleri arasında ise ticari kazanç elde eden bireysel işletmeler bulunuyor.

Ancak, finans ve sigorta sektörlerinde faaliyet gösteren şirketler ile finansman giderleri 50 bin TL’yi aşmayan küçük işletmeler bu kısıtlamadan muaftır. Bunun dışında, serbest meslek kazanç sahipleri, bireysel işletmeler ve finansal kiralama şirketleri de kapsam dışında tutulmaktadır. Bu düzenleme ile hükümet, özellikle borç yükü yüksek sektörlerde faaliyet gösteren işletmelerin, özkaynaklarını güçlendirmeyi ve finansal yapılarını daha dengeli bir hale getirmeyi hedeflemektedir.

Finansman Gider Kısıtlaması Hesaplamasında Yabancı Kaynaklar ve Finansmanın Anlamı

Finansman gider kısıtlaması hesaplamasında “yabancı kaynaklar” bir işletmenin borçlanarak elde ettiği finansal yükümlülükleri ifade etmektedir. Bu kapsamda, bankalar gibi kredi kuruluşları ve finansal kuruluşlar tarafından sağlanan krediler, şirketin tedarikçilerden sağladığı ticari borçlar, finansal kiralama şirketleri, ve faktoring şirketleri yoluyla elde edilen varlıklar ve diğer borçlanma araçları yabancı kaynak olarak değerlendirilmektedir. Bu kaynaklardan doğan finansman giderleri arasında faiz ödemeleri, kur farkları ve diğer borçlanma maliyetleri yer almaktadır. Kısıtlama hesaplamasında, borçlanma yoluyla edinilen finansman giderlerinin toplamı göz önüne alınıyor.

“Finansman” terimi ise işletmenin faaliyetlerini finanse etmek için kullandığı tüm sermaye ve borç kaynaklarını kapsamaktadır. Finansmanlar, borçlanma yoluyla elde edilen finansal kaynakları ve sermaye yapısındaki diğer unsurları içeriyor. Kısıtlama hesaplamasında, yabancı kaynaklardan doğan finansman giderlerinin toplamı belirlenerek %10’luk kısıtlamaya tabi tutulmaktadır. Bu şekilde, işletmelerin toplam finansman yapısında borçlanma maliyetleri ile ilgili düzenleme yapılmakta ve vergi matrahı üzerinde olası indirimler denetlenmektedir.

Finansman Gider Kısıtlaması Hangi Dönemde Uygulanmaktadır?

Finansman gider kısıtlaması, 1 Ocak 2021 tarihinde uygulanmaya başlanmıştır. Bu düzenlemeye göre, şirketlerin borçlanma yoluyla edindiği finansman giderlerinin %10’luk kısmı, yıllık gelir veya kurumlar vergisi matrahından indirilemez. Finansman gider kısıtlaması, hesap döneminin son günü itibarıyla elde edilen toplam finansman giderlerine göre hesaplanmaktadır.

Vergi mükelleflerinin, yıllık beyanname vermeleri sırasında finansman gider kısıtlamasını dikkate almaları ve giderlerini bu sınırlamaya uygun şekilde beyan etmeleri gerekmektedir. Ancak, finansman giderleri 50 bin TL’yi aşmayan işletmeler ile finans ve sigorta sektörlerinde faaliyet gösteren şirketler, bu kısıtlamadan muaftır.

Ücretsiz E-Kitaplarımızı İncelediniz mi?

Finansman Gider Kısıtlaması Nasıl Hesaplanır?

Finansman gider kısıtlaması, bir işletmenin yabancı kaynak kullanarak elde ettiği finansman giderlerinin %10’luk kısmının vergi matrahından indirilememesi esasına dayanmaktadır. Hesaplamanın adımları şu şekildedir:

Toplam Finansman Giderinin Belirlenmesi

Öncelikle, hesap dönemine ait toplam finansman gideri belirlenmelidir. Toplam finansman gideri, işletmenin borçlanma yoluyla edindiği finansal maliyetlerden oluşmaktadır. Bu maliyetler arasında şunlar yer alıyor:

  • Faiz giderleri,
  • Kur farkları,
  • Vade farkları,
  • Komisyonlar,
  • Borçlanmayla ilişkili diğer giderler.

Finansman Gider Kısıtlamasına Tabi Tutulacak Tutarın Hesaplanması

Toplam finansman gideri belirlendikten sonra, bu giderlerin %10’luk kısmı kısıtlamaya tabi tutulmaktadır. Örneğin, işletmenin toplam finansman gideri 1.000.000 TL ise, kısıtlamaya tabi olacak tutar şu şekilde hesaplanmaktadır: 1.000.000 TL × %10 = 100.000 TL. Bu durumda, 100.000 TL, vergi matrahından indirilemez ve vergiye tabi tutulacaktır.

Vergi Matrahına Eklenmesi

Kısıtlamaya tabi tutulan finansman gideri vergi matrahına eklenmelidir. Örneğin, işletmenin toplam finansman gideri 1.000.000 TL ise, bunun %10’u olan 100.000 TL kısıtlamaya tabi tutulmaktadır. İşletmenin vergi öncesi matrahı 5.000.000 TL ise, bu tutara 100.000 TL eklenerek vergiye tabi matrah 5.100.000 TL olarak hesaplanmaktadır.

Finansman Gider Kısıtlaması Hesap Örneği

Finansman gider kısıtlaması hesaplamasını örnekle açıklayalım:

Bir şirketin 2024 yılı hesap dönemi için finansman giderleri şu şekilde olsun:

  • Faiz giderleri: 700.000 TL
  • Kur farkları: 200.000 TL
  • Vade farkları: 100.000 TL
  • Toplam Finansman Gideri: 1.000.000 TL

Bu durumda, toplam finansman gideri 1.000.000 TL’dir. Finansman gider kısıtlamasına tabi olacak kısım, bu toplam finansman giderinin %10’u olarak belirlenir. Yani, 1.000.000 TL’lik toplam finansman giderinin %10’u 100.000 TL’dir.

Bu tutar, vergi matrahından indirilemeyecek olan kısıtlanmış finansman gideri olarak kabul edilmektedir.

Vergi matrahının hesaplanmasına gelelim. Şirketin 2025 yılı için gelir ve diğer giderleri şu şekilde olsun:

  • Gelirler: 12.000.000 TL
  • Giderler: 9.500.000 TL

Vergi matrahı şu şekilde hesaplanmaktadır: Gelirler – giderler + kısıtlama tutarı. 

Örneğin, gelirler 12.000.000 TL, giderler 9.500.000 TL ve kısıtlama tutarı 100.000 TL ise, vergi matrahı 12.000.000 TL- 9.500.000 TL + 100.000 TL’den 2.600.000 TL olmaktadır.

Detaylı hesaplama yapmak için TÜRMOB resmi internet sitesinden faydalanabilirsiniz.

Finansman Gider Kısıtlaması Kapsamındaki Gider Unsurları

Finansman gider kısıtlaması kapsamında dikkate alınacak gider unsurları şunlardır:

1. Faiz Giderleri:

  • Kredi faizleri,
  • Tahvil ve bono faizleri,
  • Borç senetlerinden doğan faizler,
  • Tedarikçi kredilerinden kaynaklanan faizler,
  • Çekler,
  • Ödeme emirleri.

2. Kur Farkları:

  •  Döviz cinsinden borçlanmalarda ortaya çıkan kur farkı giderleri,
  •  Dövizli borçlara ilişkin kur farkları,
  •  Döviz cinsinden finansal kiralama işlemlerinden doğan kur farkları.

3. Vade Farkları:

  •  Ticari borçlar için ödenen vade farkı giderleri,
  •  Uzun vadeli kredilerde ödenen vade farkı.

4. Komisyonlar ve Diğer Masraflar:

  •  Kredi komisyonları,
  •  Borçlanmaya ilişkin kredi dosya masrafları,
  •  Kredi kartı komisyonları,
  •  Teminat mektupları için ödenen komisyonlar.

5. Finansal Kiralama Giderleri:

  •  Finansal kiralama sözleşmeleri kapsamında ödenen faiz ve finansman giderleri,
  •  Finansal kiralama giderlerine ilişkin kur farkları.

6. Diğer Borçlanma Giderleri:

  •  Borçlanma amaçlı türev araçlardan kaynaklanan giderler,
  •  Borçlanmaya ilişkin sigorta giderleri,
  •  Borçlanma için alınan danışmanlık hizmeti giderleri.

Ücretsiz E-Kitaplarımızı İncelediniz mi?

Finansman Gelirininde Eşlik Ettiği Finansman Giderinin Mahsubu

Finansman gider kısıtlaması kapsamında, finansman gelirinin de bulunması durumunda, finansman gideri ile finansman geliri düşülerek net finansman gideri belirlenmelidir. Net finansman gideri, toplam finansman giderlerinden finansman gelirlerinin çıkarılması ile hesaplanmaktadır. Finansman geliri kapsamında, işletmenin faiz ve döviz kazançları, menkul kıymetlerden elde edilen gelirler gibi finansal getirileri yer almaktadır.

Net finansman gideri hesaplandıktan sonra, %10 oranındaki kısıtlama bu tutara uygulanmaktadır. Örneğin, bir işletmenin 2024 yılı hesap dönemi için toplam finansman gideri 1.000.000 TL, finansman geliri ise 300.000 TL olsun. 

Net Finansman Gideri=Toplam Finansman Gideri−Finansman Geliri

Net Finansman Gideri = 1.000.000TL – 300.000TL = 700.000TL

Bu durumda, kısıtlamaya tabi olacak finansman gideri %10 oranında şu şekilde hesaplanmalıdır:

Kısıtlama Tutarı = Net Finansman Gideri × 0.10

Kısıtlama Tutarı = 700.000TL × 0.10 = 70.000TL

Böylece, indirilemeyecek finansman gideri olarak 70.000 TL vergi matrahına eklenecektir.

Finansman Gider Kısıtlaması ile İlgili Sıkça Sorulan Sorular

Finansman Gider Kısıtlaması Muhasebe Kaydı Nasıl Tutulur?

Finansman gider kısıtlamasının muhasebe kaydı, vergi matrahına eklenmesi gereken indirilemeyen finansman giderinin doğru hesaplanması ve kayıtlara yansıtılması ile yapılmaktadır. Bu kapsamda, kısıtlamaya tabi tutulan finansman giderleri için özel bir hesap açılacak ve ilgili kayıtlar gerçekleştirilecektir.

Örneğin, indirilemeyecek finansman gideri tutarı 70.000 TL olarak belirlendiğinde, muhasebe kaydı şu şekilde yapılmalıdır:

  1. Hesap Dönemi İçinde:

Yıl içinde yapılan tüm finansman giderleri, “Finansman Giderleri” hesabına kaydedilmelidir. Bu aşamada:

  • Faiz giderleri,
  • Kur farkları,
  • Komisyon ve diğer masraflar,
  • Finansal kiralama giderleri bu hesaba eklenmelidir.
  1. Hesap Dönemi Sonunda:

Vergi matrahına eklenmesi gereken indirilemeyecek finansman gideri tutarı hesaplanıp “Diğer Olağan Dışı Gider ve Zararlar” hesabına aktarılmaktadır. Bu şekilde indirilemeyecek finansman gideri tutarı vergi matrahına eklenmiş olacaktır. 

Örneğin, indirilemeyecek finansman gideri tutarı 70.000 TL olduğunda:

  • İndirilemeyecek finansman gideri “Diğer Olağan Dışı Gider ve Zararlar” hesabına eklenmelidir.
  • İlgili tutar, vergi matrahına eklenerek vergisel açıdan doğru kayıt yapılmış olacaktır.

Bu şekilde, finansman gider kısıtlaması muhasebe kayıtlarında doğru bir şekilde yer almış olup vergi beyannamesi de buna göre hazırlanabilir.

Finansman Gider Kısıtlaması ile Enflasyon Düzeltmesi Arasında Nasıl Bir Bağlantı Var?

Enflasyon düzeltmesi, finansman gider kısıtlaması hesaplamasında önemli bir rol oynamaktadır. Yüksek enflasyon dönemlerinde, finansman giderleri nominal değerlerle hesaplandığında gerçekte olduğundan daha yüksek görünebilir. Enflasyon düzeltmesi, finansman giderlerinin enflasyon etkisinden arındırılarak daha gerçekçi ve doğru bir şekilde hesaplanmasını sağlamaktadır. Bu düzeltme ile de, borçlanma yoluyla elde edilen finansman giderlerinin, enflasyon nedeniyle artan nominal değerlerini indirgemektedir. Böylece, finansman giderlerinin işletmenin gerçek finansal yükünü yansıttığından emin olunabilir.

Bu uygulama, enflasyonun yüksek olduğu dönemlerde işletmelerin finansal tablolardaki ve vergi hesaplamalarındaki sapmaları azaltmaktadır. Enflasyon düzeltmesi ile finansman gider kısıtlaması, enflasyonun etkisi göz önünde bulundurularak yapılmakla birlikte bu da işletmelerin vergi matrahını daha adil bir şekilde belirlemektedir. Örneğin, enflasyon düzeltmesi yapılmazsa, yüksek enflasyon nedeniyle şişirilmiş finansman giderleri vergi matrahını gereğinden fazla artırabilir ve işletmelerin haksız yere daha fazla vergi ödemesine neden olabilir. Bu yüzden, enflasyon düzeltmesi, işletmelerin enflasyonun gerçek etkilerini dikkate alarak finansman giderlerini hesaplamalarına ve daha doğru vergi yükümlülüklerine ulaşmalarına yardımcı olmaktadır.

Örnek bir hesaplama ile enflasyon düzeltmesinin finansman gider kısıtlamasını nasıl etkilediğini gösterebiliriz:

  • Toplam Finansman Gideri (Nominal): 1.000.000 TL
  • Enflasyon Oranı: %20
  • Kısıtlama Oranı: %10

Enflasyon düzeltmesi yapmadan hesaplarsak; 

Kısıtlama Tutarı = Toplam Finansman Gideri×0.10

Kısıtlama Tutarı = 1.000.000 TL × 0.10 = 100.000

Bu durumda, 100.000 TL vergi matrahından indirilemez ve vergiye tabi tutulur.

Enflasyon düzeltmesi yaparak hesaplarsak; 

Reel Finansman Gideri = Toplam Finansman Gideri/ 1+ Enflasyon Oranı 

Reel Finansman Gideri = 1.000.000 TL/1+0.20 = 1.000.000 TL/1.20 = 833.333 TL 

Kısıtlamaya Tabi Finansman Gideri: Reel Finansman Gideri x 0.10 

Kısıtlama Tutarı: 833.333 TL x 0.10 = 83.333 TL 

Bu durumda, 83.333 TL vergi matrahından indirilmeyip vergiye tabi tutulacaktır.

Finansman Gider Kısıtlaması ile Faizleri Karşılama Oranı Arasında Nasıl Bir Bağlantı Var?

Faizleri karşılama oranı (interest coverage ratio), bir işletmenin elde ettiği faaliyet kârının (EBIT – Earnings Before Interest and Taxes), faiz giderlerini karşılayabilme kapasitesini ölçen bir finansal göstergedir. Bu oran, işletmenin borç servis yükümlülüklerini karşılama gücünü değerlendirmede kullanılmaktadır. Yüksek bir faizleri karşılama oranı, işletmenin faiz giderlerini rahatça ödeyebileceğini ve finansal riskinin düşük olduğunu gösterirken düşük bir oran, işletmenin borçlarını ödeme konusunda zorlanabileceğini ve finansal açıdan daha kırılgan olduğunu işaret etmektedir. Faizleri karşılama oranı şu şekilde hesaplanmaktadır:

Faizleri Karşılama Oranı = Faaliyet Karı (EBIT) / Faiz Giderleri

Örneğin, bir şirketin yıllık faaliyet kârı 500.000 TL ve faiz giderleri 100.000 TL ise, faizleri karşılama oranı 5’tir. Bu da şirketin faiz giderlerini 5 katı kadar faaliyet karıyla karşılayabildiğini göstermekte olup finansal olarak güçlü bir durumda olduğunu ifade etmektedir. Bu oran, kredi verenler ve yatırımcılar tarafından, işletmenin borç ödeme kapasitesini değerlendirmek için sıkça kullanılmaktadır.

Faizleri karşılama oranı, finansman gider kısıtlaması açısından kritik bir gösterge olup işletmenin borçlarını ödeme kapasitesini ve finansman giderlerini karşılayabilme gücünü ölçmektedir. Yüksek bir faizleri karşılama oranı, işletmenin borçlarını rahatça ödeyebildiğini ve finansman gider kısıtlamasının olumsuz etkilerinden daha az etkileneceğini göstermektedir. Haliyle, bu oran, işletmenin borçlanma kapasitesini ve finansal sağlığını değerlendirmek için kullanılmaktadır. Ayrıca, düşük bir faizleri karşılama oranı, finansman gider kısıtlamasının işletme üzerindeki maliyet baskısını artırabileceğini ve işletmenin finansal risklerini yükseltebileceğini işaret etmektedir.

Finansman Gider Kısıtlaması Oranlarının Tarihsel Gelişimi Nasıldır?

Finansman gider kısıtlaması ile ilgili mevzuat, ilk olarak 2013 yılında Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiş ve oranı %10 olarak belirlenmiştir. Ancak uygulaması, 1 Ocak 2021 tarihinden itibaren başlayan hesap dönemlerinden itibaren zorunlu hale gelmiştir. Bu tarihten itibaren, şirketlerin borçlanma yoluyla edindikleri finansman giderlerinin %10’luk kısmının vergi matrahından indirilememesi esası uygulanmaya başlanmıştır. Oran 2021’den bu yana aynı kalmış olup finansman gider kısıtlamasının amacı, aşırı borçlanmayı engellemek ve işletmelerin özkaynak finansmanını teşvik etmektir.

Finansman Gider Kısıtlaması Oranlarının Avantajları ve Dezavantajları Nelerdir?

Finansman gider kısıtlaması oranlarının avantajı, işletmelerin aşırı borçlanmasını sınırlayarak vergi tabanını korumaktır. Bu kısıtlama, firmaları borçla değil, özkaynakla finansman sağlamaya teşvik etmekte ve finansal sürdürülebilirliği artırmaktır. Dezavantajları arasında, borçla büyüyen şirketler için vergi yükünü artırması ve maliyetleri yükseltmesi bulunmaktadır. Cumhurbaşkanı kararı ile belirlenen finansman gider kısıtlaması, şirketlerin vergi yükümlülüklerini etkilemektedir. Ayrıca, sermaye yoğun sektörlerde faaliyet gösteren şirketlerin finansman yapısını etkileyerek büyüme hızlarını yavaşlatabilir. Bu nedenle, kısıtlamanın sektöre özel etkilerinin değerlendirilmesi önemlidir.

Finansman Gider Kısıtlaması için Belirlenen Oran Kaçtır?

Finansman gider kısıtlaması için belirlenen oran, toplam finansman giderlerinin %10’udur. Bu oran, şirketlerin borçlanma yoluyla elde ettikleri finansman giderlerinden uygulanmaktadır. Kısıtlamaya tabi tutulan giderler, borçlanmaya ilişkin faiz, kur farkı, vade farkı ve diğer masrafları kapsamaktadır. Bu düzenleme kapsamında, toplam finansman giderlerinin %10’luk kısmı vergi matrahından indirilemez ve vergiye tabi tutulmaktadır. Finansman gider kısıtlaması oranları, Cumhurbaşkanı kararı ile değiştirilebilir. Fakat, finansman giderleri 50 bin TL’yi aşmayan işletmeler ile finans ve sigorta sektörlerinde faaliyet gösteren şirketler bu kısıtlamadan muaftır.

Finansman Gider Kısıtlaması Oranlarının Hesaplanmasında Dikkate Alınan Parametreler Nelerdir?

Finansman gider kısıtlaması oranlarının hesaplanmasında dikkate alınan başlıca parametre, işletmenin toplam finansman giderlerinin tutarıdır. Bu giderler arasında faiz giderleri, kur farkları, vade farkları, komisyonlar ve borçlanmayla ilgili diğer maliyetler bulunmaktadır. Ayrıca, bu giderlerin mahsup edilmesinde finansman gelirleri de göz önüne alınarak net finansman gideri belirlenebilir. Net finansman gideri üzerinden %10’luk kısıtlama oranı uygulanıp  indirilemeyecek olan bu tutar vergi matrahına eklenir. Ancak, finansman giderleri 50 bin TL’yi aşmayan küçük işletmeler, finans ve sigorta sektörlerinde faaliyet gösteren şirketler bu kısıtlamadan muaftır.

Finansman Gider Kısıtlaması Oranlarının Değişkenlik Gösterdiği Durumlar Nelerdir?

Finansman gider kısıtlaması oranı genellikle %10 olarak sabit tutulmaktadır. Ancak bazı durumlarda değişkenlik gösterebilir. Finans ve sigorta sektörlerinde faaliyet gösteren işletmeler, bu kısıtlamadan muaftır. Ayrıca, finansman giderleri 50 bin TL’den az olan küçük işletmeler de kısıtlamadan etkilenmez. Bu istisnaların yanı sıra, ekonomik koşullara ve vergi politikalarına bağlı olarak mevzuatta yapılacak güncellemeler de kısıtlama oranında değişikliklere yol açabilir. Mükelleflerin finansman gider kısıtlaması ile ilgili soruları, Maliye Bakanlığı tarafından verilen özelgelerle yanıtlanmaktadır. Özelge, Maliye Bakanlığı tarafından mükelleflerin vergi mevzuatına ilişkin sorularına verilen resmi ve bağlayıcı nitelikteki yazılı yanıtlardır.

Finansman Gider Kısıtlamasının Uygulanmasında Yaşanan Başlıca Sorunlar Nelerdir?

Finansman gider kısıtlamasının uygulanmasında karşılaşılan başlıca sorunlar arasında, net finansman giderlerinin doğru hesaplanması zorluğu ilk sırada yer almaktadır. Özellikle kur farkları, faiz giderleri ve diğer borçlanma masraflarının muhasebeleştirilmesindeki karmaşıklık, doğru hesaplamayı zorlaştırmaktadır. Ayrıca, kısıtlamanın sektörel fark gözetmeksizin uygulanması, sermaye yoğun sektörlerde faaliyet gösteren firmalar için haksız bir vergi yükü yaratabilir. Finansman gider kısıtlamasından muaf olan sektörlerin kapsamı da net olmadığında belirsizliklere yol açmaktadır. Bu sorunlar, işletmelerin doğru vergi matrahını hesaplamalarını ve kısıtlamaya uygun beyanname vermelerini zorlaştırabilir.

Geçici Vergilerde Finansman Gider Kısıtlaması Uygulanır mı?

Geçici vergi beyannamelerinde de finansman gider kısıtlaması uygulanmaktadır. Şirketler, geçici vergi dönemlerinde, net finansman giderlerini hesaplayarak %10 oranındaki kısıtlamayı bu dönemlerde de dikkate almak zorundadır. Kısıtlamaya tabi olan finansman giderleri, hesaplanan vergi matrahına eklenmektedir. Geçici vergi dönemlerinde yapılan bu hesaplamalar, yıl sonu hesap döneminde verilen kurumlar vergisi beyannamesine temel oluşturmaktadır. Bu nedenle, yıl içinde yapılan hesaplamaların ve beyannamelerin doğru olması oldukça önemlidir.

Finansman Gider Kısıtlamasının Etkileri Nelerdir?

Finansman gider kısıtlaması, işletmelerin vergi yükünü artırarak borçla finanse edilen yatırımların maliyetini yükseltmektedir. Bu da işletmeleri özkaynakla finansmana yönlendirerek borçlanma yoluyla yapılan yatırımlar azaltmaktadır. Ek olarak, aşırı borçlanmayı sınırlayarak işletmelerin mali yapısını güçlendirme amacı taşımaktadır. Ancak, borçla büyümeye odaklanan ve sermaye yoğun sektörlerde faaliyet gösteren firmalar için bu kısıtlama, yatırım ve büyüme fırsatlarını sınırlandırabilir. Kısıtlama ayrıca, işletmelerin finansal kararlarını daha bilinçli almasına ve finansal risklerini azaltmalarına da yardımcı olabilir.

Hangi İşletmeler Finansman Gider Kısıtlamasına Tâbi Değildir?

Finansman gider kısıtlamasına tabi olmayan işletmeler arasında, öncelikle finans ve sigorta sektörlerinde faaliyet gösteren şirketler bulunmaktadır. Bu sektörlerdeki işletmeler, doğrudan borçlanma ile ilgili işlemler yaptıkları için kısıtlamadan muaftır. Ayrıca, yıllık finansman giderleri 50 bin TL’yi aşmayan küçük işletmeler de kısıtlamadan etkilenmez. Bu muafiyetler, işletmelerin büyüklüğüne ve faaliyet alanlarına göre belirlenmeli ve vergi beyannamelerinde doğru bir şekilde raporlanmalıdır. Ek olarak, yıllara sari inşaat ve onarma işleri, genellikle uzun vadeli projeler olup bu tür projelerin finansmanı için sağlanan krediler ve borçlanmalar, önemli finansman giderleri yaratmaktadır. Finansman gider kısıtlaması, bu tür uzun vadeli projelerde borçlanma yoluyla oluşan finansman giderlerinin belirli bir kısmının vergi matrahından indirilememesini öngörmektedir. Bu durum, yıllara sari inşaat ve onarma işleri yürüten şirketler için ek bir mali yük oluşturabilir ve projelerin kârlılığını etkileyebilir. Bu nedenle, bu tür projeleri yürüten işletmeler, finansman gider kısıtlamasının yaratabileceği vergi yükünü ve nakit akışına etkisini dikkatlice planlamalı ve yönetmelidir.

Adi Ortaklıklarda Finansman Gider Kısıtlaması Nasıl Hesaplanır?

Adi ortaklıklarda finansman gider kısıtlaması, ortaklığın tüzel kişiliği olmaması nedeniyle her bir ortağın payına düşen finansman gideri üzerinden ayrı ayrı hesaplanmaktadır. Adi ortaklığın toplam finansman giderleri belirlendikten sonra, her ortağın sahip olduğu hissesi oranında finansman gideri dağıtılmalıdır. Ardından, her ortağın payına düşen net finansman gideri üzerinden %10 kısıtlama uygulanmalı ve bu tutar ortağın gelir vergisi veya kurumlar vergisi matrahına eklenmelidir. Bu şekilde, her ortak kendi vergisel yükümlülüğünü hesaplayarak vergi beyannamesini sunabilir.

Hangi Giderler Finansman Gelir Kısıtlaması Kapsamı Dışındadır?

Finansman gider kısıtlaması kapsamında değerlendirilmeyen giderler arasında, özkaynak kullanımıyla bağlantılı giderler ilk sırada yer almaktadır. Bu giderler, işletmenin kendi sermayesini kullanarak yaptığı finansal işlemlerden doğan maliyetlerdir. Ayrıca, finansman gider kısıtlamasından muaf olan finans ve sigorta sektörleri gibi özel sektörlerdeki giderler de kapsam dışındadır. Küçük işletmelerde ise, toplam finansman giderlerinin 50 bin TL’nin altında kaldığı durumlarda bu kısıtlama uygulanmaz.

Cari Oran ve Finansman Gelir Kısıtlaması Arasındaki İlişki Nedir?

Cari oran, işletmenin kısa vadeli yükümlülüklerini karşılama kapasitesini ölçen bir likidite oranıdır ve işletmenin dönen varlıklarının kısa vadeli borçlarına oranını göstermektedir. Finansman gider kısıtlamasıyla ilgili olarak cari oran, işletmenin finansal sağlığını ve likidite durumunu değerlendirirken kritik bir rol oynamaktadır. Yüksek bir cari oran, işletmenin kısa vadeli borçlarını ödeme kapasitesinin yüksek olduğunu ve finansman gider kısıtlamasının etkilerini daha kolay yönetebileceğini göstermektedir. Bu da özellikle finansman giderlerinin vergi matrahından indirilememesi durumunda önemlidir. iyi bir likidite durumu, işletmenin bu ek vergi yükünü karşılayabilme gücünü artırmaktadır. Düşük bir cari oran ise, finansman gider kısıtlamasının işletmenin likiditesini zorlayabileceğini ve kısa vadeli finansal yükümlülüklerini karşılama kapasitesini olumsuz etkileyebileceğini göstermektedir.

Kabul Edilmeyen İndirimler Nelerdir? 

Kabul edilmeyen indirimler, vergi hesaplamasında vergi matrahından düşülemeyen giderlerdir ve finansman gider kısıtlaması kapsamında belirlenen tutarlar da bu kategoriye girmektedir. Finansman gider kısıtlaması, işletmelerin borçlanma yoluyla elde ettiği finansman giderlerinin belirli bir kısmının (%10) vergi matrahından indirilememesini öngörmektedir. Bu kısıtlama sonucu ortaya çıkan tutar, kabul edilmeyen indirimler olarak değerlendirilmekte ve vergi matrahına eklenmektedir. Bu durum, işletmelerin ödeyeceği vergi miktarını artırır ve finansal planlamalarında dikkate almaları gereken önemli bir faktör haline gelmektedir. Kabul edilmeyen indirimler, özellikle borçlanma maliyetlerinin yüksek olduğu dönemlerde işletmelerin kârlılığını ve nakit akışını olumsuz etkileyebilir.

CTA Image
image

Benzer Yazılar

Durum Analizi Nedir? Nasıl Yapılır? (Yöntemler ve Örnekler)

Günümüz iş dünyasında başarı, mevcut durumu doğru tespitle başlar. Bir şirket, yeni bir stratejik planlama sürecine girmeden, bir pazara giriş stratejisi oluşturmadan veya mevcut işletme stratejisini gözden geçirmeden önce ne yapmalı? Cevap: Durum analizi. Bu kapsamlı analiz, organizasyonun, projenin veya pazarın o anki gerçekliğini, güçlü ve zayıf yönlerini, karşılaştığı fırsatları ve tehditleri derinlemesine inceleyen kritik […]

Girişimcilik
OtherBlogFeatured

Dijital Göçebe (Digital Nomad) Nedir? Avantajları Nelerdir?

Geleneksel ofis düzenine bağlı çalışma modeli, pek çok birey için artık tatmin edici bir yaşam tarzı sunmamaktadır. Belirli bir mekâna ve zamana bağlı kalma zorunluluğu, hem üretkenliği hem de yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilmektedir. Özellikle dijitalleşmenin hız kazandığı günümüzde, bireyler daha esnek, özgür ve coğrafyadan bağımsız bir çalışma biçimi arayışına girmiştir. Bu noktada ortaya çıkan dijital […]

Girişimcilik
OtherBlogFeatured

İnternetten Parfüm Satmak: Başarılı Olmak için Bilmeniz Gerekenler

Parfüm sektörü, hem geniş ürün yelpazesi hem de güçlü marka rekabeti nedeniyle online satışta öne çıkmayı zorlaştıran bir pazardır. Yoğun rekabet ortamı, yeni girişimcilerin hedef kitleye ulaşmasını ve marka sadakati oluşturmasını güçleştirebilmektedir. Üstelik parfüm gibi duyusal bir ürünün internet üzerinden satışı, müşteriye kokuyu deneyimleme imkânı sunamaması sebebiyle de ek zorluklar barındırır. Ancak doğru e-ticaret stratejileri, […]

Girişimcilik
OtherBlogFeatured

İnternetten Bebek ve Çocuk Ürünleri Satmak: Adım Adım Rehber

Birçok ebeveyn, bebeklerinin sağlığı ve güvenliği için ürün seçiminde son derece titiz davranmaktadır. Ancak pazarda yer alan yoğun rekabet, yeni girişimcilerin doğru kitleye ulaşmasını ve güvenilir bir marka imajı oluşturmasını zorlaştırmaktadır. Bu durum, kaliteli ve ihtiyaç odaklı ürünler sunan satıcıların dahi potansiyel müşterilere erişimini kısıtlayabilir. Oysa internetten bebek ve çocuk ürünlerinin satışı, doğru e-ticaret altyapısı […]

Girişimcilik
OtherBlogFeatured

İnternetten İkinci El Ürünler Satmak (Kapsamlı Rehber)

Birçok kişi evinde kullanılmayan eşyaları saklamaya devam ederken, aslında bu ürünler önemli bir ekonomik fırsat barındırmaktadır. İkinci el piyasasında yer almayan her ürün, hem kullanıcı hem de potansiyel alıcı açısından değeri atıl bırakır. Bu durum, bireylerin gelir elde etme şansını azaltırken, kaynak israfına ve sürdürülebilir tüketim anlayışının zayıflamasına yol açar. Oysa internet üzerinden ikinci el […]

Girişimcilik
OtherBlogFeatured

Ücretsiz E-Kitaplarımızı İncelediniz mi?

ebook
Hemen İndirdownload
ebook
Hemen İndirdownload
ebook
Hemen İndirdownload
ebook
Hemen İndirdownload
ebook
Hemen İndirdownload
ebook
Hemen İndirdownload
ebook
Hemen İndirdownload
ebook
Hemen İndirdownload
prev
next

Bültenimize Abone Olun!