Girişimcilik
Son Güncelleme: 25.04.2024
Kanunen Kabul Edilmeyen Giderler (KKEG): 2024 Rehberi
Son Güncelleme: 25.04.2024
2024 yılı, vergi planlaması ve muhasebe pratikleri açısından birçok yeniliği beraberinde getirir. Şirketiniz adına harcama yaparken kanunen geçerli olan giderleri bilmeniz, işletmenizin finansal sağlığını koruyabilmeniz için büyük önem taşımaktadır. Böylece kanunen kabul edilmeyen giderler kanununu öğrenerek sizi mali açıdan zarara uğratabilecek harcamalardan kaçınabilirsiniz.
Sizin için hazırladığımız bu rehberde kanunen kabul edilmeyen giderlerin ne olduğunu, hangi harcamaların bu kapsama girdiğini ve söz konusu giderlerin vergi beyannamelerine nasıl yansıtılması gerektiğini detaylı bir şekilde öğrenebileceksiniz. Böylece hem vergi yükümlülüklerinizi doğru bir şekilde yerine getirmeniz hem de olası mali risklerden korunmanız daha mümkün hale gelecektir. Keyifli okumalar!
Kanunen Kabul Edilmeyen Giderler (KKEG) Nedir?
Kanunen kabul edilmeyen giderler, yani KKEG, işletmenin safi kazancına ulaşabilmek için vergi matrahını tespit ederken, kesintileri çıkarılmamış kazançtan indirime gidilemeyecek harcamalar olarak tanımlanmaktadır. 2024 yılı için de hemen hemen her sene olduğu gibi vergi mevzuatında ve muhasebe standartlarında birtakım değişiklikler yaşanmıştır. Bu değişikliklere ayak uydurarak işletmenizin mali sağlığını gözetebilmeniz için uyum sağlamaya özen göstermeniz gereken konuların başında “kanunen kabul edilmeyen giderler” gelmektedir. Bir işletmeci olarak vergi yükümlülüklerinizi doğru bir şekilde yönetebilmek için bu giderlerin ne olduğunu ve nasıl işlendiğini anlamanız gerekmektedir.
Süreci iyi yönetebilmek ve harcamalarınızı belirtilen hükümlere uygun şekilde yapabilmek için gelir ve kurumlar vergisi kanunlarına göz atmanız, ilgili maddeleri neredeyse ezbere bilmeniz şarttır. Çünkü gelir ve kurumlar vergisi kanunları, hangi harcamaların vergi matrahından düşürülemeyeceğini açıkça sınırlamaktadır. Aşağıda, başta gelir ve kurumlar vergisi istisnaları olmak üzere söz konusu mevzuatta kanunen kabul edilmeyen giderlerin neler olduğunu inceleyebilirsiniz.
Kanunen Kabul Edilmeyen Giderler
Kanunen kabul edilmeyen giderler, kısaca KKEG, işletmelerin mali tablolarında dikkatle ele alınması gereken, önemli bir konudur. İlgili giderlerin tamamı, vergi matrahının hesaplanması durumunda kabul edilmeyen harcamalar olarak ifade edilmektedir. İşletmesinin finansal sağlığını korumak ve vergi matrahında indirime gidilmeyecek masraflardan kaçınmak isteyen şirket sahipleri, kanunen kabul edilmeyen giderleri çevreleyen kanunlara göz atmalıdır.
İlgili kanunlar, mükellefi olduğunuz vergi türlerine göre değişiklik göstermektedir. Gelir vergisi mükellefiyseniz Gelir Vergisi Kanunu (G.V.K) tarafından yayımlanan “İndirilecek Giderler” başlıklı 40’ıncı ve “Gider Kabul Edilmeyen Ödemeler” başlıklı 41’inci maddesinde belirtilmiş hükümleri dikkate almanız gerekmektedir. Kurumlar vergisine tabi olan bir mükellefseniz de göz atmanız gereken hükümler, Kurumlar Vergisi Kanununda, “Diğer İndirimler” başlıklı 10’uncu madde içerisinde yer almaktadır.
Aşağıdaki bölümlere göz atarak Gelir Vergisi Kanunu ve Kurumlar Vergisi Kanunu çerçevesinde bu giderlerin hangi koşullar altında kabul edilmediğini ve bu durumun işletmeler üzerindeki etkilerini detaylarıyla öğrenebilirsiniz.
Gelir Vergisi Kanununa Göre Kanunen Kabul Edilmeyen Giderler
Gelir Vergisi Kanununa göre işletmelerin vergi matrahını etkileyebilecek bazı harcamalar, “kanunen kabul edilmeyen gider” olarak sınıflandırılmaktadır. Bu, özellikle işin temel faaliyetleriyle doğrudan bir ilişkisi olmayan ve işletmenin genel performansına katkı sağlamayan harcamalar için geçerlidir. Mevzuatta kendine yer bulan bu giderler, şunlardır:
- Lüks ve israf harcamaları: Kişisel lüks ve israf sayılabilecek bütün harcamalar, Gelir Vergisi Kanununa göre indirim konusu olmamaktadır. Gelir vergisi mükellefi kişinin şahsına otomobil alması veya tatile çıkması sırasında yaptığı harcamalar, gelir vergisi beyannamesinde indirime tabi değildir.
- Gelir Vergisi Kanununa aykırı yapılan ödemeler: Kanuna aykırı şekilde yapılan ödemeler, vergi mükelleflerinin gelirlerinden indirim yaparken dikkate alınmamaktadır. Hakkında reklam yasağı uygulanan bir yere verilen reklam giderleri, buna örnek olarak gösterilebilir.
- Kişisel harcamalar: Vergi mükelleflerinin düğün gibi çeşitli eğlence masrafları, işle ilgili olmadığından, kişisel ihtiyaçları karşılama amacı gütmektedir. Bu amaçla yapılan harcamalar, vergi indirimi konusu olmamaktadır. Bu madde; vergi mükellefinin eşini, ailesini ve kayın akrabalarını da kapsar.
- Vergi mevzuatına aykırı işlemler: İşletmenin, kazancını düşük göstermek amacıyla fatura üzerinde oynamalar yapması, vergi mevzuatına uygun olmayan bir işlemdir. Vergi kaçırma amacı taşıyan bu gibi işlemler, gider olarak kabul edilmemektedir.
- Yasalara aykırı faaliyetlerden kaynaklanan giderler: Yasalara aykırı bir şekilde gerçekleştirilen faaliyetlerden kaynaklanan harcamalar, vergi indirimi kapsamında değerlendirilmemektedir. Örneğin, çevre koruma yasalarını ihlal eden bir işletmenin bu nedenle ödediği cezalar, vergi indirimine tabi tutulamaz.
- Kişisel ceza ve yaptırımlar: Vergi mükellefinin trafik cezası gibi kişisel suçlardan dolayı ödediği yaptırımlar, Gelir Vergisi uygulamaları maddelerine göre gider olarak kabul edilmemektedir.
Bu tür giderler, işletmenin mali sağlığını olumsuz etkilemektedir. Dolayısıyla bu giderlerin mali tablolarda doğru bir şekilde raporlanması ve vergi matrahı hesaplamasının dikkate alınmaması gerekmektedir. İşletmelerin bu tür harcamaları minimumda tutarak hem yasalara uyum sağlamaları hem de mali verimliliklerini artırmaları şarttır.
Kurumlar Vergisi Kanununa Göre Kanunen Kabul Edilmeyen Giderler
Kurumlar Vergisi Kanunu kapsamında, şirketlerin operasyonel ve üretim süreçlerine doğrudan katkı sağlamayan harcamalar, kanunen kabul edilmeyen giderler olarak değerlendirilmektedir. Bu, şirket kaynaklarının gereksiz yere tüketilmesine yol açan ve işletmenin temel fonksiyonlarıyla ilgisi olmayan masraflar için geçerli olmaktadır. Kurumlar Vergisi Kanununa göre kanunen kabul edilmeyen giderlere örnekler, şunlardır:
- Kişisel harcamalar: Kurum çalışanları için alınan hediyeler, şirket kartıyla yapılan kişisel alışverişler, vergi matrahından düşülmemektedir. Kurum üzerinden yöneticilerin kişisel tatil harcamalarını karşılamak, bu duruma bir diğer örnek olmaktadır. Harcamanın vergi matrahında indirime tabi olabilmesi için kurumla ilgili masraf yapılması gerekmektedir.
- Yasalara aykırı harcamalar: Kanuna aykırı şekilde gerçekleştirilen harcamalar, vergi matrahının belirlenmesinde dikkate alınmamaktadır. Şirketin vergi kaçırmak amacıyla beyannamesinde yer alan gider kalemlerini fazla göstererek vergi kaçırmaya çalışması, indirime dâhil olmamanın yanı sıra yasalara da aykırı olmaktadır. Bu da vergi incelemeleri sonucunda birtakım cezaları beraberinde getirebilmektedir.
- Lüks ve israf harcamaları: Kurumlar adına yapılan lüks ve israf sayılabilecek lüks araç kiralamaları, pahalı şirket etkinlikleri gibi harcamalar da vergi matrahından indirim konusu yapılamamaktadır.
- Vergi hukukunun genel ilkelerine aykırı harcamalar: Vergi hukukunun genel ilkelerine zıt harcamalar, indirim olarak kabul edilmemektedir. Buna, yasal kimliği kâr amacı gütmeyen bir vakıf olan kurumlar vergisi mükellefinin ticari faaliyetler yürüterek vergi kaçakçılığı yapması, örnek olarak gösterilebilir.
- Vergi kaçakçılığına yol açan harcamalar: Sahte fatura düzenlemek veya nakit ödemeler alınan işlemleri kayıt dışı tutmak, vergi kaçakçılığına yol açan harcamalar olarak bilinmektedir. Kayıt dışı faaliyetlere destek veren her türlü harcama, vergi hukuku ihlaline yol açmaktadır ve indirim olarak kabul edilmemektedir.
Şirketlerin bu tür giderleri dikkatle yönetmeleri hem mali disiplin açısından hem de vergi uyumu bakımından önem taşımaktadır. Ayrıca işletmenin genel gider politikalarının KKEG listesine uygun şekilde düzenlenmesi, olası mali yükümlülükler ve cezai yaptırımların önlenmesinde önemli bir rol oynamaktadır.
Vergi Hukukunun Genel İlkelerine Aykırılık Dolayısıyla Gider Kabul Edilmeyen Harcamalar
Vergi hukukunun genel ilkelerine aykırı olan giderler, etik olmayan veya yasalara uymayan iş uygulamaları sonucunda meydana gelmektedir. Bu tür harcamaların hemen hemen hepsi, usulsüzlükle, aldatıcılıkla veya dolandırıcılıkla ilişkili faaliyetleri içermektedir. Vergi hukuku güncellemeleri içerisinde yer alan ilkelere aykırı olan ve bu nedenle gelir vergisi matrahından düşülmeyen harcamalar şunlardır:
- Vergi mükelleflerinin gerçek durumu yansıtmayan veya gerçekçilik ilkesine uymayan harcamaları, vergi matrahından düşülmemektedir.
- Ticari ve ekonomik akla uygun olmayan harcamalar, vergi matrahının belirlenmesinde dikkate alınmamaktadır.
- Ölçülülük ilkesine aykırı olan, makul ve orantılı olmayan harcamalar, gelir vergisi matrahında indirim konusu yapılamamaktadır.
- Vergi mükelleflerinin işlemlerinin şeffaf olmaması, vergi matrahının doğru ve eksiksiz belirlenmesini engelleyen bir durumdur ve bu tür işlemlerden kaynaklanan harcamalar, vergi matrahından indirim olarak düşülmemektedir.
- Vergi kaçakçılığına veya vergi hukukunu ihlale yol açan harcamalar, gelir vergisi matrahından düşülmemektedir.
Bu harcamalar, vergi hukukunun genel ilkelerine aykırılık gösterdiği için Gelir Vergisi Kanununa göre gider olarak kabul edilmemektedir. Kaçak mal alımı, rüşvet ve yolsuzluk gibi masraflardan kaçınmayan işletme sahipleri, sadece şirketin finansal sağlığını değil itibarını da riske atmış olmaktadır. Bu nedenle vergi mükellefleri, vergi matrahını belirlerken bu ilkelere uygun hareket etmelidirler.
Diğer Yasa Hükümleri Dolayısıyla Gider Kabul Edilmeyen Harcamalar
Şirket harcamaları yönetimi, gelir gider yönetimi için önemlidir. Bazı özel yasa hükümleri, belirli harcamaların kanunen kabul edilmeyen giderler olarak sınıflandırılmasını gerektirmektedir. Bu durumlar, şu şekilde sıralanabilir:
- İlgili kanunlara aykırı harcamalar: Diğer yasalara aykırı şekilde yapılan harcamalar, vergi matrahından düşülemez.
- Yatırım teşviklerine uyumsuz harcamalar: Yatırım teşvikleri kapsamında uygun olmayan veya teşvik hükümlerine aykırı harcamalar, vergi indirimi konusu yapılamaz.
- Ticari işlemlere aykırı harcamalar: Ticari faaliyetlerle ilgili olmayan veya ticari işlemlere aykırı olan harcamalar, vergi matrahından düşülemez.
- Yasal düzeltmelerin yapılmamış olması: Vergi beyannamesinde gerekli yasal düzeltmelerin yapılmamış olması durumunda, ilgili harcamaların vergi matrahından düşülmesi kabul edilmeyebilir.
Bu harcamalar, ilgili yasa hükümlerine uygun olmayan veya vergi matrahının doğru belirlenmesini engelleyen durumlar olduğu için vergi dairesi tarafından kabul edilmeyebilir. Vergi mükellefleri, vergi beyannamesi hazırlarken ve vergi matrahını belirlerken bu hususları göz önünde bulundurmalıdır.
Bu tür giderlerin şirket mali raporlarına dâhil edilmesi, denetim süreçlerinde sorunlara neden olabilir ve yasal yaptırımlarla sonuçlanabilir. Şirketlerin bu tür durumları önlemek için yasal gider tanımlarını sürekli olarak gözden geçirmeleri, yasalara uyum ve finansal şeffaflık açısından büyük önem taşımaktadır.
Kanunen Kabul Edilmeyen Giderler ile İlgili Sıkça Sorulan Sorular
Kanunen kabul edilmeyen giderler hakkında daha fazla bilgi edinmek için sıkça sorulan sorular (SSS) bölümünü inceleyebilirsiniz. Böylece, vergi beyannamenizi hazırlarken karşılaşabileceğiniz belirsizlikleri gidererek daha güvenli adımlar atabilirsiniz.
Kanunen Bir Harcamanın Gider Sayılabilmesi Neye Bağlıdır?
Bir harcamanın kanunen kabul edilen giderler olarak kabul edilmesi, işletmenin genel faaliyetleri ve yasal düzenlemelerle doğrudan bağlantılı olması gerektiğine dayanmaktadır. Bunun için gider kabul etme kriterleri vardır. İndirime konu olacak giderin, ticari kazancın elde edilmesiyle ve idame ettirilmesiyle ilgili olması önemlidir. Harcamanın, işletmenin üretim, satış veya genel yönetim faaliyetlerinden birini doğrudan destekleyip desteklemediği, bu değerlendirmenin temelini oluşturmaktadır. Ayrıca harcamanın yasal çerçeveler içerisinde gerçekleştirilmiş olması, vergi matrahından düşülmesi için zorunlu bir koşuldur.
Kanunen Kabul Edilmeyen Giderler Nereden Takip Edilir?
Şirketler, kanunen kabul edilmeyen giderlerini etkili bir şekilde yönetebilmek için bu harcamaları, muhasebeleştirme yöntemleri içinde ayrı bir kalem olarak işlemelidir. Bu uygulama, mali raporların doğruluğunu artırır ve vergi denetimlerinde karşılaşılabilecek sorunları minimuma indirmektedir. Bu giderlerin ayrıntılı bir şekilde kaydedilmesi ve düzenli olarak gözden geçirilmesi, vergi uyuşmazlıkları açısından oldukça önemlidir. Bu süreç, şirketlerin yasal yükümlülüklerini yerine getirmelerini kolaylaştırır ve olası mali cezaların önüne geçmektedir. Ayrıca bu kayıtlar, şirketin genel mali sağlığı ve işletme giderleri optimizasyonu açısından değerli birer referans noktası olarak işlev görmektedir.
Kanunen Kabul Edilmeyen Giderler Gelir Tablosunda Gösterilir mi?
İşletmeler, gelir tablolarında kanunen kabul edilmeyen giderleri ayrıca göstermek zorundadır. Gelir tablosu analizi, mali şeffaflığı artırmanın yanı sıra denetim süreçlerinde ve finansal raporlamada büyük önem taşımaktadır. Bu tür giderlerin ayrıca raporlanması, işletmelerin mali durumlarının daha net bir şekilde anlaşılmasını sağlar ve muhasebe standartlarına uygunluğu garanti etmektedir. Ayrıca yatırımcılar ve diğer paydaşlar için işletmenin finansal sağlığı hakkında daha şeffaf ve güvenilir bilgiler sunmaktadır.
Kanunen Kabul Edilmeyen Giderler Matraha Eklenir mi?
Evet, kanunen kabul edilmeyen giderler, işletmenin vergi matrahına eklenmektedir. Bunun nedeni, bu tür giderlerin vergi yükünü haksız yere azaltma amacı taşımamasıdır. Vergi mevzuatına göre bu giderlerin işletmenin gelirlerinden düşülmesi yasaklanmıştır. Bu durum, vergi adaletinin sağlanmasına katkıda bulunur ve işletmeler arası rekabet eşitliğini korumaktadır.
Kanunen Kabul Edilmeyen Gider Nasıl Muhasebeleştirilir?
Şirketler, kanunen kabul edilmeyen giderleri etkili bir şekilde yönetmek için bu masraflar, ayrı bir hesapta muhasebeleştirilmelidir. Muhasebe kaydı nasıl yapılır sorusuna istinaden kanunen kabul edilmeyen gider hesaplamasında, giderlerin ayrıntılı açıklamaları ve ilgili belgeler, muhasebe kayıtlarına dikkatli bir şekilde eklenmektedir. Bu pratik, mali raporların doğruluğunu artırmaktadır ve şirketin finansal durumu üzerinde olası olumsuz etkileri önceden tespit etme imkânı tanımaktadır.
Ayrıca bu giderlerin ayrı bir hesapta izlenmesi, vergi denetimlerinde karşılaşılacak sorunların önüne geçerek yasal yükümlülüklerin yerine getirilmesini kolaylaştırmaktadır. Kanunen kabul edilmeyen giderler kodu (689.01) altında takip edilmesi, kontrolün daha kolay yapılabilmesi açısından önem arz eder.
Şirketler Kanunen Kabul Edilmeyen Giderleri Nasıl Yönetmelidir?
Şirketlerin kanunen kabul edilmeyen giderleri yönetmek için etkili iç kontrol sistemleri kurmaları ve bu sistemleri düzenli olarak denetlemeleri gerekmektedir. Bu süreç, giderlerin doğru bir şekilde sınıflandırılmasını ve yasalara uygun olarak işlenmesini sağlamaktadır. Ayrıca işletmeler, bu giderleri en aza indirgeyebilmek için maliyet kontrolü ve bütçeleme süreçlerini gözden geçirmelidir, şüpheli harcamaları önlemek amacıyla gerekli önlemleri almalıdır. Bu tür bir mali disiplin hem mali sağlık hem de yasal uyum açısından şirketlere önemli avantajlar sağlamaktadır.
Kanunen Kabul Edilmeyen Giderler ile İlgili Cezai Yaptırımlar Nelerdir?
Kanunen kabul edilmeyen giderleri, gider olarak göstermeye çalışan işletmeler, ciddi vergi cezalarıyla ve cezai yaptırım koşullarıyla karşı karşıya kalabilir. Bu, vergi usul kanununa aykırı bir davranış olduğu için yanlış beyanlar nedeniyle yüksek miktarda idari para cezaları uygulanmaktadır. Ayrıca bu tür eylemler, vergi kaçakçılığı gibi daha ciddi suçlamalara yol açmaktadır ve bu durum, hukuki soruşturmalarla sonuçlanabilir. İşletmelerin bu tür yasal sorunlara karışmamak için muhasebe ve finansal raporlama süreçlerinde yüksek düzeyde şeffaflık ve doğruluk göstermeleri gerekmektedir.
Kanunen Kabul Edilmeyen Giderler ile İlgili Sık Yapılan Hatalar Nelerdir ve Nasıl Önlenir?
Yeterli belge sunmama ve işle ilgisi olmayan harcamaları gider olarak yazmak, kanunen kabul edilmeyen giderlerle ilgili en sık yapılan hatalar arasında yer almaktadır. Bu tür hatalar, işletmelerin vergi yükünü haksız yere azaltmaya çalışmasından kaynaklanmaktadır. İşletmeler, hataları önlemek için mali işlemlerini belgelemek ve bu dokümanları düzenli olarak gözden geçirmek zorundadır.
Detaylı belgeleme ve sıkı mali kontrol mekanizmaları, şüpheli harcamaların önüne geçmek ve yasal uyumu sağlamak için son derece büyük bir öneme sahiptir. Ayrıca eğitim ve farkındalık programları yürüterek çalışanların bu konudaki bilgisini artırmak ve yanlışlıkla yapılan hataları azaltmak da önem arz eder.